‘Cehennemin 31. Katı’ sosyal medyada infial yarattı: Hayvana işkence cezasız kalamaz

İSTANBUL – Sosyal medyada hayvanlara yönelik işkence, istismar ve şiddet videolarını yayınlayan bir grup ortaya çıktı. Kendilerine, ‘Cehennemin 31. Katı (C31K)’ diyen bu gruba yönelik geçtiğimizde günlerde farklı şehirlerde eş zamanlı operasyon düzenlendi.

Gözaltına alınan 5 şüpheli, ‘çocuklarla ilgili müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek, ihraç etmek, suçlu ve suçluyu övmek, bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürmek ve suç işlemeye alenen tahrik etmek’ suçlarından tutuklandı. Grup, operasyonlar sonrası sıradaki hedefin çocuklar olduğuna yönelik bir mesaj daha paylaştı.

Hayvan hakları savunucularının ve derneklerinin yıllardır üzerinde durduğu konulardan biri de hayvana yönelik istismar ve şiddetin önlenmediği takdirde insana yönelmesinin mümkün olduğu… Konuyla ilgili özellikle ABD’de yapılmış pek çok araştırma bulunuyor ve cinayet faillerinin pek çoğunun geçmişinde hayvana şiddet olduğu biliniyor.

Konuyla ilgili cezaların caydırıcı olmadığını belirten avukat Mustafa Tırtır, bir hukukçu olarak önerilerini paylaştığı bir metin yayınladı. Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) Başkan Yardımcısı Haydar Özkan da bu grubun cüretini hayvan karşıtı platform ve derneklerden aldığını belirterek onların da cezalandırılmasını istedi.

Mustafa Tırtır.

‘SAVUNMASIZ BİR HAYVANA ZARAR VEREN SONRA İNSANA DA YAPABİLİR’

Netfilix’te yayınlanan ‘Kedilere bulaşmayın: İnternette katil avı’ başlıklı belgesel, hayvana eziyetten insan cinayetine giden gerçek bir olayı konu alıyor. Bir grup hayvanseverin kedilere işkence videolarının internette yayınlanmasıyla, failin peşine düşmesinin ele alındığı belgesel, emniyet güçlerinin hayvanseverlerin, ‘bunu yapan, insan da öldürür’ uyarılarının dikkate almamasının sonuçlarını gösteriyor.

Kendilerine Cehennemin 31. Katı adını veren, genellikle 14–16 yaş gruplarındaki çocuklardan oluşan grup için avukat Tırtır, benzer endişeleri taşıyor. Bu grubun, Discort, Telegram, Whatsapp gibi mecralar üzerinden örgütlendiğini belirten Tırtır, hayvana karşı işlenen suçlarla ilgili cezaların revize edilmesi gerektiğini düşünüyor. Hayvana eziyet edenlerin bir sonraki adımının insan olacağına inandığını ifade eden Tırtır, şunları söylüyor: “Bizim ülkemizde kişi hakkında bir ceza verildikten ve ceza infaz edildikten sonra ne yazık ki, hükümlü takip edilmemektedir. Suç işleyenlerin daha sonra daha ağır suçları da işlediği görülmektedir. Ben ceza davaları ile ilgilenen bir avukatım, infaz hukuku, şartla salıverme konuları ile de yakından ilgileniyorum. Hükümlünün cezaevine girdikten sonra tekrar topluma kazandırılması, topluma uyum sağlaması, toplumun yeniden bir ferdi olması gerekir. Savunmasız bir hayvana zarar veren fail, sonraki günlerde önüne kim gelirse ona karşı her tür suçu işleyebilir. ‘İşlememe ihtimali de var mı derseniz’ evet derim. Ama cezaevinde suç örgütleri ile tanışma durumlarını da müşahade ediyoruz. Bugün bir hayvanı öldüren 14 – 16 yaşlarında bir çocuk, sonraki günlerde bir insanı da öldürebilir. Ne yazık ki bu kaygıyı taşıyorum. Şiddet silsilesi ve seri cinayetler bu şekilde oluyor. Genç çocukların savunmasız hayvanlara zarar vermesi, onlara tecavüz etmesi, onları öldürerek sosyal medyada paylaşması beni ciddi endişelendiriyor. Bence bu içinde yaşadığımız toplum için önemli bir sorun. Yazıyı bu düşüncelerle kaleme aldım.”

‘BU, BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI’

Hayvanları Koruma Kanunu’nda, hayvanlara karşı işlenen suçların cezasının alt sınırının 6 ay olduğunu hatırlatan Tırtır, bunun işlenen fiile göre çok çok az olduğunu ifade ediyor: “Mahkeme hakimi önüne gelen bir dosyada alt sınırdan uzaklaşmadan altı ay verecek, kişi çocuksa buna göre neredeyse yarısı veya üçte bir oranında indirim yapacak, sonra takdiri hafifletici sebebi uygulayacaktır. Sonuçta hakim bir ay ya da bir buçuk ay gibi bir cezaya hükmedecektir. Bunu da para cezasına çevirebilecektir. Bu cezanın hiçbir şekilde caydırıcılığı yoktur.

Kişi çocuk değilse, o takdirde yine hakim alt sınır olan altı ay hapis cezasından 1 ay iyi hal indirimi uygulayacak ve 5 ay hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bu ceza 3 bin TL. para cezasına çevrilecektir. Bu halde de verilecek cezanın hiçbir caydırıcılığı yoktur. Yani bu fiilleri işleyenlerin yanlarına kar kalacaktır. Şahsi düşüncem şu ki, savunmasız bir hayvanı acımasızca öldüren bir failin daha büyük bir suç işleme ihtimali vardır. Dolayısıyla hayvana eziyet, işkence ve istismarla ilgili örnek olacak caydırıcı cezalar verilmeli. Belki verilen cezalar ertelenmemelidir. Dosyaların soruşturma, kovuşturma ve istinaf aşamalar da çok hızlı ilerlemelidir. Verilen cezalar kısa sürede infaz edilmelidir.”

Cehennemin 31. Katı, deşifre olan bir grup. Mesela C7K isimli başka bir grup da var. Sosyal medyada, televizyonda, yazılı, dijital basında, yetkililer nezdinde hayvanlara yönelik pek çok olumsuz argüman kullanılıyor. Dolayısıyla hayvanların arkasında onları koruyacak bir mekanizmanın olmadığına yönelik algı, bu ve benzeri grupların oluşumunda ne kadar etkili?

Tırtır, davaların dernekler, barolar üzerinden takip edilmesinin öneminden bahsediyor: “Bu grup üyeleri yakalandığında, sosyal medyada valiliği etiketleyerek takip edilmesi gerektiğini belirterek paylaşım yaptım. Çünkü hakimin yapacağını söyleyeyim. Hakim 6 ay verir sonra 5 aya indirir. Bu cezayı da 3 bin TL para cezasına çevirir. Sonuçta failler, ‘zaten bir şey olmaz’ mantığıyla hareket ederler. Bu bir toplumsal sorundur. Bu sadece kedi öldürme olayı değildir. Bu kedi olayı buzdağının görünen kısmı.”

‘ÇOCUKLARI BÖYLESİNE ACIMASIZCA BİR SUÇA İTEN SEBEPLER ARAŞTIRILMALI’

Tırtır “Bu benim şahsi düşüncem. Çocuk yaşta hayvanlara şiddet ve istismar eylemlerini gerçekleştirip sosyal medyada paylaşan kişilerin psikolojik durumlarının araştırılması zorunludur. Bu insanların geçmiş yaşantıları, ailevi durumları, bu çocukları suça iten sebepler son derece önemlidir. Bu çocuklarla ilgili yargılama yapılmalı evet, işlenen fiile karşılık gelecek şekilde cezaevine gönderilmeli ancak suça iten sebepler tespit edilerek buna yönelik önlemler alınmalıdır” diyor.

‘HAYVANLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLARLA İLGİLİ VERİLEN CEZA 2 YILDAN AZ OLMASIN’

Tırtır, bir hukukçu olarak hemen her olayda ve kolayca tutuklamayı bir çözüm olarak görmediğini ancak hayvana bilerek, isteyerek ‘canavarca hisle’ eziyet edenin cezasının farklı olması gerektiğini şöyle anlatıyor: “Tutuklamanın hakimin elindeki bir sopa olarak kullanılmasını doğru bulmuyorum. Ama sosyal medyada yayınlanan videolarda görüldüğü üzere, hayvana bilerek, isteyerek ‘canavarca hisle’ işkence eden ya da hayvanı öldüren birinin tutuklanması gerektiğini düşünüyorum. Buna daha ağır ceza verilmelidir. Mesela insan öldürme suçunun farklı cezaları var. TCK gereğince, bir insanı öldürmenin cezası, müebbet hapis. ‘Canavarca hisle’ öldürüldüğünde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyor. Aynı şey hayvanda da yapılabilir. Neden, canavarca hisle hayvan öldüren sanığa daha ağır bir ceza verilmesin ki… Hayvanlarla ilgili kanun bu yönde daha ayrıntılı bir şekilde düzenlenebilir. Benim önerim, ceza alt sınırı 2 yıldan az olmasın.”

HAYKONFED Başkan Yardımcısı Haydar Özkan.

‘SADECE BU GRUP DEĞİL ONLARA CESARET VEREN DERNEK VE PLATFORMLAR DA YARGILANMALI’

Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, grupla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyleyerek asıl sorumluların hayvanlara karşı söylemler üreten platform ve dernekler olduğunun altını çizdi. Özkan, “Yaşları 12-22 arası çocuklara bu cesareti veren, sokak hayvanlarına karşı düşmanlık yapan trol hesaplar, ‘sokak hayvanları sokaklardan toplansın, gerekirse insan kanı dahi dökülsün’ diyen platform ve dernekler… Tamamen bunların müsebbibi bunlardır. Devlet yetkilileri tarafından da söylenenler var. Bunlar, bu çocuklara cesaret verdi. Onun için trol hesaplar tespit edilip, söz konusu dernek ve platform üyeleri de yargılanmalı.” Özkan’a göre bu olmadığı sürece C31K gibi oluşumların önünü almak oldukça zor.

Özkan da Tırtır gibi hayvana işkence eden kişilerin bir gün bir insana zarar vereceğine inanıyor: “Seri katillerin profilinde bu tür örnekler mevcut. Kedi, köpek, savunmasız bir canlıyla başlamışlar ve sonra insana geçmişlerdir. Bu mevzuyu yetkilerle paylaşmakla kalmıyoruz, şahit olduğumuz, duyduğumuz, gördüğümüz durumlarda savcılığa gidip şikayetçi oluyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir